DEVAM: 23- SEHUR
YEMEĞİNİ GECİKTİRMEK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
علي بْن
مُحَمَّد.
حَدَّثَنَا أَبُو
بَكْر بْن
عياش، عَن
عاصم، عَن زر،
عَن حذيفة؛
-
قَالَ: تسحرت
مع رَسُول
اللَّهِ صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ. هو
النهار إلا أن
الشمس لم
تطلع.
Huzeyfe
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile
beraber sehur yemeğini yedim. Sehur
vakti (şafak vaktine o kadar yakındır ki hemen hemen)
şafaktır (denilebilir.) Şu farkla ki; henüz güneş (yani şafak) sökmemiştir.
Diğer tahric: Nesai, Ahmed ve Tahavi de bu hadisi
rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Sindi bu hadisin açıklaması bahsinde şöyle der: Bu
hadisteki "Nehar"den maksad,
şer'i gündüzdür. Yani fecirdir .. Ve
"Şems"ten maksad, güneş değil fecirdir.
Çünkü fecir aydınlığı, güneşten önce gelir. Huzeyfe (r.anh)'ın maksadı şudur: Sahur yemeği vakti, şafak sökme vaktine o
kadar yakındır ki; henüz şafak sökmemiş olmakla beraber; neredeyse şafak söktü
denilebilir. Bu hadisi zahirine göre manalandıranlar, bu hadisin mensuh olduğunu söylemişlerdir.
Tuhfe yazarının naklettiğine göre Tahavi.
Huzeyfe (r.anh)'in hadisini rivayet ettikten sonra:
Huzeyfe (r.a.)'den rivayet edilen bu hadisin aykırı düştüğü Buhari,
Müslim ve başkalarının ittifakıyla rivayet ettiği hadislerin Peygamber
(s.a.v.)'den rivayetleri sabittir. Ancak şu ihtimal var: Huzeyfe (r.anh)'ın hadisi; «Şafak sökünceye
kadar yiyiniz ve içiniz ... " (Bakara 187)
ayetinin inişinden önceki zamana ait olabilir, demiştir.
Sindi, Huzeyfe
(r.a.)'ın hadisinin mezkur
ayetten önceki zamana ait olup, sonradan mensuh
olduğu görüşünü uygun görmeyerek şu gerçeği belirtiyor: Oruç süresi, ilk
zamanlar yatsıdan ertesi gün akşamına kadar idi Bu süre, söz konusu ayet ile
kısaltılarak fecirden akşam'a kadar kılınmıştır. Yani teşditten tahfife
(zor'dan kolaya) doğru bir değişiklik olmuştur Huzeyfe (r.anh)'in
hadisiyle ayetin hükümleri karşılaştırılınca, ayetin inişiyle oruç süresinde tahiif (hafifletme) ve kısaltma değil, teşdid
(şiddet / zorlaştırma) ve uzatma durumu çıkmış olur. Ebu
İshak: Huzeyfe (r.a.)'in hadisinin mensuhluğunu
söylemek tutarlı değildir, derken bu gerekçeyi kasdetmiş
olabilir .